
Bir vakte doğan, bir servete doğuyor demektir. Bütün vakitler, vakti verenin tasarrufundadır. vakte girmek, vakte açılmak ve vaktin bilincini taşımak, ancak vaktin yegane sahibini tanımakla mümkündür. Vakti ihya eden, vakitleri ihya eden, hep bir anmadır. Anmak; bir uyanmaktır, bir sarsılmaktır, birgüçlenmektir. Bir yaklaşımdır anma, bir yakınlaşmadır. Bir alışkanlık değil, bir aşkınlıktır. Anmak; unutmamaktır, unutamamaktır. Anmak; hakk`ın elinde olmaktır, anmak, Hakk`ı elinde bilmektir. Mü`minin yüreğinde ne varsa o, dilindedir; dilinde ne varsa o, elindedir. Anmak; dilemektir, istemektir, özlemektir. Hakk`n dilediğini dilemek, Hakk`ın istediğini istemek, Hakk`ın özlediğini özlemektir.
YAZAR İLE SÖYLEŞİDEN
“…Kuşkusuz, “vakit” sahip olabileceğimiz en değerli, en anlamlı, en büyük servet, en büyük imkan, en büyük fırsattır.”
…
““Vakti Kuşanmak” evrensel bir dostluk iklimine iddiasız bir katkı olabilmek istiyordu. “Vakti Kuşanmak”ın yazıldığı dönem nisbi bir biçimde İslami yükselişin yaşandığı bir zamandı. Ancak birlikte olduğumuzda, dayanışma ve paylaşma bilinci içerisinde olduğumuzda varlığımızı daha anlamlı hale getirecektik. Daha anlamlı bir varoluş, hayatın her alanında anlamlı tavırların sahibi olmakla mümkün olacaktı. Bu nedenlerle “Vakti Kuşanmak” insani duyguları, sevinçleri, özlemleri, soruları, sorunları, kaygıları pratik hayatımızda yansıtmak gibi bir yükümlülüğü yerine getirmek istiyordu.”
…
““Vakti Kuşanmak” duygusallığı, şiirselliği, bir tür romantizmi esas alan bir zeminde şekillendi. “Vakti Kuşanmak”ın bu ölçüde ilgi görmesinin nedeni bu duygusallığı, şiirselliği ve romantizmidir diye düşünüyorum. Okuyucunun hala gerçek olana değil, duygusal olana yöneldiği anlaşılıyor.İnsani bir varoluş, aklın ve kalbin yasalarının bir bütünlüğe kavuşturulması ile anlam kazanır. Ahlaki, estetik, edebi yasaların katkıları ile bu varoluş derinlik ve zenginlik kazanır. Erdem ve sorumluluk duygularının katkısı ile de bir ölçüye ve dengeye kavuşur. Bu nedenle düşünsel, kültürel ve entelektüel hayatta sağlıklı bir bütünlüğe ulaşmak gerekir. Bu bütünlük sağlanmadan niteliksel bir inşa gerçekleştirilemez. Nesirsel ve şiirsel dünyalar birbirlerinden bağımsız olmamalıdır. Tevhid, bir bütünlük içerisinde bakmak, algılamak, bütün boyutları kuşatarak bakmak anlamına gelir.”
R. Garip, Ay Vakti, 7.4.2011, Atasoy Müftüoğlu ile “Vakti Kuşanmak” Üzerine, http://kitapozu.com/wp-admin/post.php?post=217&action=edit